GOLD NOTE

Gold Note, 2012 yılında Floransa’da Maurizio Aterini tarafından kurulmuş ve High-End ses endüstrisinde önde gelen bir İtalyan üreticidir. Gold Note’u kuran Maurizio Aterini, High-End ses endüstrisinde 20 yılı aşkın tecrübe edindikten sonra, kurduğu Gold Note’un şu anda hem CEO’su, hem de markanın itici gücüdür.

Her ürünümüzün tasarlanıp, bulunabilen en kaliteli malzemelerle bünyemizde imal edildiği ana tesisimiz, Floransa’nın etrafını saran muhteşem Toskana kırlarında yer almaktadır. Biz, gerekli olan tüm dijital ve analog ürünleri ve aynı zamanda hoparlörleri sunabilen ve müşterilerine baştan sona Gold Note ürünlerinden oluşan bir sistem kurabilmenin keyfini yaşatan dünyadaki birkaç markadan biriyiz.

İtalyan zanaatkârlığının beyanı olan ürünlerimiz 40’tan fazla ülkede satılmaktadır. Distribütörlerimizin detaylarına bu linkten ulaşabilirsiniz: www.goldnote.it/contacts Bize has sesi üretebilen ve tatmin edici bir müşteri deneyimi yaşatan bileşenlerin her birini titizlikle tasarlayarak, gelenek ve inovasyonu tüm ürünlerimizde azami hassasiyetle birleştiriyoruz. İlk başta insana zıt gibi gelen bu gelenek ve inovasyon bileşim konsepti, mirasımızın bize sağladığı köklü bir konsepttir ve ürünlerimizde geleneksel zanaatkârlıkla ve modern  Teknolojinin başarıyla birleştirildiği açıkça görülmektedir. İtalya tarihi, mimarisi ve sanat şaheserleriyle tanınan bir ülke olmakla birlikte teknoloji ve Mühendisliği, yaratıcılığı ve teknik bilgi birikimini güzellikle birleştirmesiyle de ünlü bir ülkedir. Yarattığımız tüm ürünlerin gerçek kimliğimizi, aşkımızı ve benimsemiş olduğumuz değerleri yansıttığını düşününce bu çok hoşumuza gidiyor.

Tüm bunlar bilgi ve uzmanlıklarını sunmak üzere işbirliği içinde çalışan ve firmamızın baş üyelerinin liderlik ettiği 26 kişilik, tutkulu bir ekip sayesinde mümkün olabiliyor.

  | Maurizio Aterini, Kurucu & CEO

  | Alessio Oronti, Operasyon Müdürü

  | Jean-Philippe Pearson, Ticari ve Mali İşler Direktörü

  | David Scandagli, Teknik Direktör

  | Giovanni Rialti, Baş Mühendis

  | Stefano Bonifazi, Tasarımcı

GOLD NOTE

BİR TUTKU HİKÂYESİ

Gold Note’un hikâyesi, bu İtalyan markasının başarısının ardındaki itici güç olan Maurizio Aterini’nin hikâyesidir. Maurizio genç yaşından beri müziğe ilgi duyan biri olarak, Hi-Fi’nin sihrini erkenden keşfetmişti. Onun müzik tutkusu, yeniden ses üretimi sanatına ve özellikle de plaklara yönelik bir saplantıya dönüşmüştü. Maurizio yirmi yaşına geldiğinde, binlerce plaktan oluşan bir koleksiyonu vardı. Koleksiyonu genişledikçe, Hi-Fi sistemi de genişliyor ve Maurizio bileşenlerini yenilemek için yatırım yaptıkça, sistemi gitgide çok daha iyi bir sistem haline geliyordu. Dostlarının arabası vardı ama onun ise bir High-End ses sistemi…

Maurizio, “Hi-Fi benim hastalığımdı ama en sonunda bunun güzel ve sağlıklı bir hastalık olduğu anlaşıldı,” diyor o günleri anarken.

GEÇMİŞİMİZ

Maurizio bir odyofil olmaktan haz alıyordu almasına ama bir yandan da aradığı sese tam olarak asla ulaşmadan sürekli sistemini güncelliyordu ve bu onda bir tür tatminsizlik yaratıyordu. İşte Gold Note fikri de buradan doğdu. Makine mühendisliği eğitimini, ilk projesi olacak olan pikaplar üzerine yazdığı tezle tamamladı. O farkına bile varamadan işler ilerlemeye başladı, zira mezun olduktan sonra kendi şirketini kurarak, kendi tasarım ve çözümlerini ses sistemleri alanında başka markalara sunan bir orijinal malzeme üreticisi olarak çalışmaya başladı. Bu, Maurizio’nun kariyerinin önemli bir parçasıydı, zira bu şekilde onunla aynı müzik tutkusuna sahip birçok ilham verici ortak ve tasarımcıyla çalışma fırsatı bulmuştu.

BUGÜNÜMÜZ

Maurizio bugün kendi ses imzasını yaratmış ve Gold Note’u endüstrideki en büyük üreticilerden biri haline getirmiş ve böylece farklı ülkelerde satılan ürünleriyle, kendi ülkesini gururla İtalyan Yapımı kalitesiyle temsil etmekte olan biri olarak, tüm rüyalarını gerçekleştirmiş biridir. Maurizio’nun vizyonuna yön veren en önemli şey, doğup büyüdüğü ve Floransa Rönesans’ının da yuvası olan Floransa şehridir.  

“Rönesans felsefesi, büyük teknolojik inovasyonları ve devrim niteliğinde olmakla birlikte geleneklere de bağlı fikirleriyle bize her gün ilham veriyor. Bu benim hakikaten de çok ilgimi çeken bir şey. Bizim misyonumuz, altı asır evvelki o yenilikçi ruha dönüp bakmak ve gelecekte yolumuzu bulmaktır.”